İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" soruşturmasının ardından gerçekleşen izinsiz gösterilerde yer alan ve aralarında gazetecilerin de bulunduğu 25 kişi hakkında flaş bir gelişme yaşandı. "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede dikkat çeken bir detay ise, 7 gazetecinin eylemleri haber amacıyla takip ettiğine dair herhangi bir tespitin bulunmaması oldu.
İddianamede Gazetecilerin Durumu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma sürecinde CHP'nin 19 Mart ve sonraki günlerde İBB binası önünde ve Saraçhane Parkı'nda toplanma çağrısı yaptığı hatırlatıldı. İddianamede, olaylara karşı kolluk kuvvetlerince gerekli tedbirlerin alındığı, 23 Mart'ta toplanan kalabalığa İstanbul Valiliği’nin kararıyla “19-23 Mart tarihlerinde toplanma, yürüyüş ve protesto gibi eylemlerin yasaklandığı” bilgisinin iletildiği belirtildi.
Yasaklama kararının tebliğ edilmesine rağmen toplanan kalabalığın dağılmamakta ısrar ettiği ve polis hattına saldırarak taşkınlık gösterdikleri ifade edildi. Kolluk kuvvetlerince çok kez sesli yayın araçlarıyla uyarılar yapılmasına rağmen dağılmamakta direnen eylemcilere orantılı müdahale edildiği ve şüphelilerin yakalandığı anlatıldı.
İddianamede, Bülent Kılıç, Kurtuluş Arı, Yasin Akgül, Zeynep Kuray, Gökhan Kam, Ali Onur Tosun ve Hayri Tunç’un ifadelerinde, gazetecilik ve foto muhabirliği faaliyeti kapsamında olay yerinde bulunduklarını söyledikleri ancak yapılan dosya tetkikinde beyanlarını doğrulayacak nitelikte olay yerinde gazetecilik faaliyetini ifa ettiklerine herhangi bir tespit yapılmadığı anlatıldı. Bu nedenle beyanlarına itibar edilmediği ifade edildi.
Gazetecilere Siyasi Yasak Talebi
Aralarında gazetecilerin bulunduğu 25 kişi hakkında, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan 6’şar aydan 3’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ayrıca TCK 53. maddesi kapsamında siyasi yasak talep edildi.
Bu gelişmelerin ardından gözler, yargılama sürecine çevrildi. Savunmaların nasıl olacağı ve mahkemenin nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor. Gazetecilerin mesleki faaliyetlerini icra ederken böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalması, basın özgürlüğü açısından da tartışmaları beraberinde getirebilir.