Medyaradar analisti Atilla Akar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile eşi Brigitte Macron arasında yaşanan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran "tokat olayı"nı değerlendirdi. Akar, bu olayın tesadüf olmadığını, dünyada yükselen marazi bir trendin sonucu olduğunu savundu. Peki, bu trend ne anlama geliyor ve erkekler gerçekten "şamar oğlanı"na mı dönüşüyor?

Erkekler Neden Hedef Tahtasında?

Atilla Akar'a göre, günümüzde modern erkek, agresif feminizmin etkisiyle aşağılanmış ve eli kolu bağlanmış durumda. Erkeklerin sürekli aşağılanması, gururlarıyla oynanması ve "maymunlaştırılması", kadınların erkeklere saygı duymamasına yol açıyor. Akar, bu durumun evrensel bir eğilim haline geldiğini ve medyanın, yasaların bu durumu özendirdiğini belirtiyor. Dizi ve filmlerde erkeklerin sürekli tokatlanması, hakarete uğraması ve şiddete maruz kalması normalleştiriliyor. Bu durum, erkeklerin toplumdaki rolünü ve statüsünü sorgulamalarına neden oluyor.

Akar'ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise, kadınların erkek arkadaşlarıyla küfürlü ve hakaretvari konuşmaları. Akar, gençliğinde böyle bir durumun hayal bile edilemeyeceğini, günümüzde ise bu durumun yaygınlaştığını vurguluyor. Bu durum, kadınların erkeklere karşı tutumlarının nasıl değiştiğini ve erkeklerin bu duruma nasıl uyum sağlamaya çalıştığını gösteriyor.

Macron Olayı Bir Sinyal mi?

Atilla Akar, Macron olayının çok uç bir örnek gibi görünse de aslında erkeğin yeni statüsünün bir simgesi olduğunu savunuyor. Akar'a göre, erkekler kim olursa olsun bu durumdan kurtulamıyor. Geleneksel kadın ve erkek rolleri bilinçli bir saldırı altında ve erkekler giderek "lanetlenmiş bir varlığa" dönüşüyor. Akar, erkek düşmanlığını körükleyen, nefret dolu ve agresif bir feminizmin insanlığı getirdiği noktanın bu olduğunu belirtiyor.

• Erkeklerin sürekli aşağılanması ve eleştirilmesi
• Kadınların erkeklere karşı daha agresif ve dominant olması
• Medyanın erkekleri olumsuz bir şekilde tasvir etmesi
• Yasal düzenlemelerin erkekleri dezavantajlı duruma düşürmesi

Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle erkekler, toplumda "şamar oğlanı" olarak görülmeye başlanıyor. Bu durum, erkeklerin özgüvenini zedeliyor, psikolojik sorunlara yol açıyor ve toplumsal dengeleri bozuyor.

Sonuç: Yeni Bir Denge Arayışı

Atilla Akar, erkeklerin "şamar oğlanı" durumuna düşürülmesine karşı olduğunu ve yeni bir denge arayışının şart olduğunu vurguluyor. Akar'a göre, her iki cinsin de rahat etmesi için yeni bir ahenk bulunmalı. Aksi takdirde, toplumsal huzursuzluk ve çatışmalar artmaya devam edecek. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir toplum için kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olması ve birbirine saygı duyması gerekmektedir. Aksi takdirde, Macron olayında olduğu gibi, toplumun en üst kademelerinde bile şiddet ve aşağılama olayları yaşanmaya devam edecektir. Bu durum, sadece erkekleri değil, tüm toplumu olumsuz etkileyecektir.