Gazeteci ve akademisyen Nuray Mert hakkında "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla açılan dava, Türkiye'de basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Mert'in bu durum üzerine köşe yazarlığına veda etmesi, Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay'ın sert tepkisine yol açtı. Aktay, "Ne oluyoruz? Nereye gidiyoruz?" diyerek yaşananlara isyan etti.

Nuray Mert'e Destek: Yasin Aktay'dan Sert Eleştiri

Yasin Aktay, "Nuray Mert ve 'terör örgütü üyeliği'" başlıklı yazısında, Mert'in yaşadığı durumu eleştirerek, "Bugün Nuray Mert'i siyasal konularda yazıp konuşmaya 'veda etmeye' sevk eden ortamı göz ardı edemeyiz" ifadelerini kullandı. Aktay, Mert'in bağımsız düşünce yapısına vurgu yaparak, "O hiçbir örgüte üye olamayacak kadar bağımsız düşünebilen, özde muhalif bir kişiliğe sahip çünkü" dedi.

Aktay, yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Geçtiğimiz hafta içinde Nuray Mert hakkında “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla bir dava açılmış olduğunu duyduğumdan beri Türkiye’de yaşadığımız son 40 yıl önümde defalarca seyrettiğim bir uzun film şeridi gibi geçip duruyor. Ne oluyoruz? Nereye gidiyoruz?"

Yargısal Akıl Sorunu ve İfade Özgürlüğü

Aktay, Türkiye'de ciddi bir yargısal akıl sorunu olduğunu belirterek, "İktidara selam durur görünürken dönüp bir oldubittiyle iktidarı da siyaseti de belirleyen bir yargı tipik bir sorundur" dedi. Ayrıca, "Asıl büyük hedefe odaklanırken araya takılan küçük kurbanları teferruat sayıp küçümsemek, kurunun yanında yaşın yanmasını normal görerek başlayan bir dikkatsizlik, özensizlik adaletin en büyük katili" ifadelerini kullandı.

Yasin Aktay'ın bu çıkışı, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularında yeni bir tartışma zemini oluşturdu. Birçok kişi, Aktay'ın cesur duruşunu takdir ederken, bazı kesimler ise eleştirel yaklaşımlarda bulundu.

Nuray Mert'in Veda Kararı ve Sonuçları

Nuray Mert'in "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla karşı karşıya kalması ve ardından köşe yazarlığına veda etmesi, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne kadar kırılgan bir zeminde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yasin Aktay'ın bu duruma gösterdiği tepki, farklı düşüncelere sahip insanların dahi ortak bir paydada buluşabileceğini gösterdi. Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğünün korunması ve yargı bağımsızlığının sağlanması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha hatırlattı.