Edebiyatçı İskender Pala'nın Türk Telekom yönetim kuruluna atanması, Medyaradar analisti Atilla Akar'ın dikkat çekici yorumlarıyla gündeme oturdu. Bu beklenmedik atama, "Ballı mevkiler herkese kısmet olmaz!" dedirtti. Peki, bu atamanın ardında yatan sebepler neler?

İskender Pala'nın Telekom'da Ne İşi Var?

Atilla Akar, yazısında İskender Pala'nın Türk edebiyatındaki yerini ve üretkenliğini kabul etmekle birlikte, bu atamanın neden bu kadar garip karşılandığını sorguluyor. Akar, Pala'nın telekomünikasyon alanındaki bilgi ve deneyiminin ne olduğunu merak ediyor. Bir edebiyatçının bu alana ne gibi bir katkısı olabileceği sorusu akıllara geliyor. Daha da önemlisi, böyle bir görev teklif edildiğinde neden reddedilmediği merak konusu.

Akar, geçmişte "arpalık" olarak adlandırılan bu türden atamaların, günümüzde de devam edip etmediğini sorguluyor. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak, belli çevrelerin dışında kalanların bu tür fırsatlardan yararlanmasının zor olduğunu belirtiyor. İskender Pala'nın bu atamayı kabul etmesindeki motivasyonun ne olduğu, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Vasıflılık mı, Yandaşlık mı Önemli?

Atilla Akar, Yiğit Bulut'un vefatı sonrası yapılan bu atamada, vasıfsızlık değil, vasıflılık probleminin öne çıktığını vurguluyor. Pala'nın edebiyat alanındaki vasıflarının, telekomünikasyon alanıyla uyuşmaması eleştiriliyor. Akar, AK Parti iktidarının vasıfsızlığı özendirdiği ve "vasıfsızlar iktidarı" yarattığı eleştirisini de hatırlatıyor. Bu durumun devlete ve topluma pahalıya mal olduğu ve her alanda örneklerinin görüldüğü belirtiliyor.

Akar, güreşçi Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank yönetim kuruluna atanmasını da hatırlatarak, bu türden atamaların ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Yazarların yükselmesine karşı olmadığını belirten Akar, yeter ki vasıflarla konumun uygun düşmesi gerektiğini savunuyor.

Sonuç: Şeffaflık ve Ehliyet Esas Olmalı

İskender Pala'nın Türk Telekom yönetim kuruluna atanması, kamuoyunda geniş bir tartışma yaratmış durumda. Bu atama, liyakat ve ehliyetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, gelecekte yapılacak atamalarda şeffaflık ve ehliyet ilkeleri ön planda tutulur ve kamuoyu vicdanı rahatlatılır. Aksi takdirde, bu türden tartışmaların ardı arkası kesilmeyecektir.