Sosyal adalet, en kısa tanımıyla, toplum ile birey arasındaki bir haklar sözleşmesidir. Bu sözleşmenin yazılı olduğu kadar yazılı olmayan kuralları da vardır. Eğitim hakkı, temel bir anayasal haktır. Yani her yurttaş eğitim hakkına sahiptir ve bundan mahrum edilemez. Eğitim hem anayasal hem de sosyal adalet açısından toplumun her üyesine ulaşmalıdır. Daron Acemoğlu, 2014 yılında yayınlanan bir makalesinde internetin eğitimi daha demokratik hale getirme gücünden bahsediyor.
Demokrasi:Herkesin eşit muamele gördüğü ve eşit haklara sahip olduğu durum veya organizasyon olarak da tanımlanır. Daron Acemoğlu'nun dikkat çektiği noktalardan biri de ders videoları ve diğer çevrimiçi öğretim araçlarının geniş bir kitleye ulaştırılabileceği fikri. Bunun "rekabetçi olmayan" bir ortama yol açabileceğini savunuyor. Öte yandan “süperstar” öğretmenlerin ortaya çıkabileceği ve bu durumun farklı bir eşitsizlik yaratabileceği endişesi var. "Rekabetçi olmayan" çevrimiçi eğitim hizmetleri sunmanın bazı sonuçlar doğuracağı iddia ediliyor. Gelin bunları bu sonuçlar ve Türkiye bağlamında değerlendirelim.
"Teknolojik servet"
Bu sonuçla ilişkilendirilebilecek iki çıktı vardır. Birincisi, öğrencilerin dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar en iyi içeriğe, derse erişebilecekler. İkinci çıktı, öğretmenler tarafından bu içeriklerin kullanılmasıyla öğrencileriyle tanıştıklarında, bu içerikleri yeniden açıklamak yerine daha derinlemesine tartışma yapma veya konuları daha ileriye taşıma fırsatına sahip olabileceklerini vurgulamaktadır. Özellikle salgınla birlikte pek çok kurum, normalde herkese açık olmayan içeriklerini ve hizmetlerini eğitim camiasının kullanımına açtı. Aklınıza gelebilecek hemen her konu için çok kaliteli içeriğe erişmek mümkün. Bir doçent veya profesörün yabancı dil bilmesine gerek olmadığını iddia eden bir toplulukta yaşadığımız gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bir diğer gerçek ise toplumdaki yabancı dil yeterliliğinin çok düşük olmasıdır. 100 ülkeden 2,3 milyon kişinin katıldığı bir Türkiye'de çalışmak için İngilizce becerilerinin ortalama İngilizce yeterliliği çok düşük ortaya çıkıyor. 100 ülke arasındaki sıralamamız 79. Bu neden önemli? Bahsettiğimiz içeriğin çoğu İngilizce. Bu nedenle, içerik ne kadar kaliteli olursa olsun, erişim aslında dil engeli nedeniyle sınırlıdır. Otomatik çeviri algoritmaları bu soruna çözüm sağlasa da, bireyin dil becerilerinin yanı sıra sonuç verecek nitelikte değildir.
"Demokratikleşme etkisi"
Bu sonuç, öğrenciler arasında insan kaynaklarına erişimdeki eşitsizliğin azaltılması bağlamında değerlendirilmiştir. Kaliteli öğretmenlere erişimdeki eşitsizlikleri ele alırken, çevrimiçi hizmetlerin bu eşitsizliği azaltacağı vurgulandı. 2010 yılında, deneyimli öğretmenlere erişim problemlerini ortaya koyduğum sistemik sorunlar nedeniyle çalışmalarımı Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki yayınladım. Sorun, doğu-batı, kuzey-güneyden bağımsız olarak deneyimli öğretmenlere erişim sıkıntısı olan coğrafi bölgelerin ötesinde dezavantajlı bölgelerin sorunudur. İnternet, neredeyse hiçbir zaman erişilemeyecek kaynaklara erişim sağlama açısından mevcut eşitsizliğe bir çare olarak görülebilir. Ancak öte yandan, hem kendi üniversitemde hem de yakın çevremde çevrimiçi derslere bağlanacak bilgisayarı olmayan aileler; Bilgisayara erişebilenlerle bire bir internet erişim sorunlarına şahit oldum; ben
Daron Acemoğlu ve meslektaşlarının sunduğu online eğitim hizmetlerinin olumlu etkisine gönülden katılıyorum. Ancak bu etkinin gerçekleşmesi ve farkın daha fazla büyümemesi için ilgili kurum ve kuruluşların daha etkin ve hızlı çözümler üretmesi gerektiğine inanıyorum. Öğrenci ve öğretmenlerin teknik altyapıya erişebilmeleri için kamu ve özel şirket işbirlikleri yapılmalıdır. Teknik sorunların ötesinde, aynı içeriğin kurumlar arası ortak çalışmalarla defalarca yeniden üretilmesinden çok, iktidar paylaşılarak daha kaliteli içerik üretilmelidir. Bu içeriklerin üretilmesinde alan uzmanlarının yanı sıra eğitim teknologlarından da destek alınmalıdır.
Tekerlek zaten icat edildi; Yeniden icat etmeye gerek yok demeyeceğim. Ancak daha önce icat edilen tekerleği yeniden icat etmeye çalışmanın gereksiz olduğunu söyleyeceğim. Bugünü iyileştirmek için her yeni fikre ihtiyacımız var. Bununla birlikte, daha kaliteli içeriği birlikte üretmek için uzun yıllara dayanan bilgi birikimimizi kullanmamız gerekiyor.
Bugünü kurtarmak için atılacak her adım, geleceği kurtarmanın ilk adımı olacaktır.
Esen Kalın,
Doç. Dr. Serkan Özel
@kafadergisi