İmamoğlu'ndan Bomba Savunma: Önce Adalet, Sonra Hürriyet! ŞOK!
Aktüel

İmamoğlu'ndan Bomba Savunma: Önce Adalet, Sonra Hürriyet! ŞOK!


29 September 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 29 September 2025

CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, 26 Eylül'de görülen duruşmadaki savunmasının tam metnini yayınladı. İmamoğlu, "Milletin iradesini yok sayan bütün örgütlenmelere karşı büyük bir mücadele vereceğiz" diyerek dikkatleri üzerine çekti. İşte İmamoğlu'nun tarihi savunmasının detayları!

İmamoğlu'ndan Gazze'ye Destek ve İnsani Yardım Çağrısı

Savunmasına başlarken İmamoğlu, kalbinin Gazze'deki masumlarla ve onlara umut taşıyan Sumud İnsani Yardım Filosu'ndaki cesur insanlarla birlikte olduğunu belirtti. İmamoğlu, çocukların ölmediği, insanların açlık ve bombalarla sınanmadığı bir dünya için verilen mücadelenin, aslında bütün dünyanın insanlık onurunu savunma mücadelesi olduğunu vurguladı. Ayrıca, Sumud Filosu'nun saldırılardan korunması için İspanya ve İtalya hükümetlerinin yaptığı gibi, Türkiye'yi yönetenlerin de harekete geçmesini istediğini ifade etti.

İstanbul'da Hizmetler ve Sosyal Belediyecilik Vurgusu

İmamoğlu, bu ay içinde İstanbul'da birçok kreş, yurt, kent lokantası, park, okul, kavşak, hizmet binası ve arıtma tesisinin açıldığını belirtti. Bu hizmetlerin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin envanterinde daha önce olmadığını ve milletimize sunmaktan gurur duyduğunu ifade etti. Ayrıca, öğrenciye burs vermekten, kreşten yurduna, kent lokantasına varıncaya kadar direkt ya da dolaylı sundukları bütçenin 150 milyar lirayı aştığını ve bunun Türkiye tarihinde görülmemiş bir sosyal belediyecilik örneği olduğunu söyledi.

Elazığ'daki Eğitim Kompleksi ve Birlik Mesajı

İmamoğlu, Elazığ'da açılan özel bir eğitim kompleksinden duyduğu gururu dile getirdi. Depremde hasar gören Gazi Endüstri Meslek Lisesi'nin yerine yapılan bu kompleksin, İstanbul halkı adına gerçekleştirildiğini ve bu projede emeği geçen herkese teşekkür etti. İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman ülkenin bir ve birlikte olduğunu yaşatmak adına sorumlu bir yöneticilik ortaya koyduklarını ve bu tür buluşmalarda devletin her kademesini davet ettiklerini belirtti. Ancak, kendisinin devletin belli kademelerinin bu tür buluşmalarına davet edilmemesinin, birilerinin adalet ve milletin birlik ve beraberliğine bakışını gösterdiğini ifade etti.

Yargı Süreci ve Bilirkişi Eleştirisi

İmamoğlu, yargı sürecine değinerek, bilirkişi meselesinin hayatın her alanında büyük belalar açtığını söyledi. Çağlayan Adliyesi'nde süren bir davada, savcının telaşla bir iddianame yazdığını ve usul, esas açısından hatalar yaptığını belirtti. İmamoğlu, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaların gerçeğe aykırı olduğunu ve bilirkişiyi eleştirmesinin suç kabul edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. "Yasa yoksa, suç yoktur" diyen İmamoğlu, adaletin tecellisini engelleyen her türlü haksızlığı eleştirmeye ve ifşa etmeye devam edeceğini söyledi.

İmamoğlu savunmasında şunları kaydetti:

  • Adalet Bakanı'nın bir ilçe başkanlığı binasında demeç vermesini eleştirdi.
  • HSK'nın başındaki bakanın bir parti tabelasının önünde basın açıklaması yapmasının yargı sistemini nasıl etkilediğini sorguladı.
  • Bilirkişi raporlarını eleştirmenin Türk Ceza Kanunu'nda bir engel olmadığını vurguladı.
  • Türkiye'de rakibini, muhalefeti, tüm farklı düşünenleri yok etmeyi siyaset gibi gören bir anlayışla mücadele edeceğini belirtti.

Ekrem İmamoğlu, savunmasını şu sözlerle tamamladı: "Hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı adına çok kötü günler yaşıyoruz. Gerçek adaletin zerresine eylemlerinde, uygulamalarında görmemizin mümkün olmadığı İstanbul'da, Adliye Sarayı… Ki Avrupa'nın en büyük binası şeklinde tariflenen… Mimarisini hiç beğenmem; kabadır, çirkindir, kötü bir binadır. ‘Avrupa'nın en büyük binası’ şeklinde tariflenen ve ne yazık ki 86 milyon insanın üstüne hukuksuzluk yığını şeklinde çökmüş bir binanın, daha kovuşturma süreci bitmeden, iddianamesi yazılmamış dosya için, ‘100 yılın yolsuzluğu’ diyerek, bütün hukuk kurallarını altüst eden ve uygulamalarında, söylemlerinde ‘suçsuz sayılma’ ilkesini hiçe sayıldığı, kanunen böyle bir açıklama hakkının olmadığı bir yerde, tarihe kara bir leke olarak geçmiş bir yapı ve akıl ile karşı karşıyayız. Kara bir lekedir."

İmamoğlu'nun bu sert ve kararlı savunması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Savunmanın tamamı, İmamoğlu'nun adalet ve hürriyet mücadelesindeki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.